31 Mart 2025 Pazartesi

SADIKLAR PLANI - Arzınız Bir Hasat Yeridir !








Kitabın Türkçeleştirilmiş baskısını edininiz : https://www.enstitu.biz ( Enstitü bünyesindeki online dersleri de tavsiye ederim)

not: "*" işaretli yorumlar Blog yazarına aittir. Köşeli parantez içindeki veya yıldız işaretli yorumlar bana aittir. Hatalı ya da eksik yorumlarım olabilir. Bunlar kendi realitemin bana izin verdiği ölçüde bilgileri çalışmamdan ibarettir. Gerek bilgilerin gerek dilin ağırlığı sebebiyle , kitabı etüt etmem mümkün olmuyordu. Ne zaman denesem, bir yere savrulup kapatmak zorunda kalıyordum. Çok şükür bu sene (2021) , bu bilgileri gücüm yettiğince çalışmaya başlayabildim.

" Madde kendini tanıtırken, kendisini size açarken, sırrını açığa çıkarırken eziyet etmekten hoşlanır. Bu itibarla, tekamül için ıstırap şart olmuştur."

* orjinal metin : sırrını faş ederken


Sadıklar Planı . Celse 15. 26.8.1962

Sadıklar Planın'da, gözlem yeteneğinin tam bir ruhi meleke olduğu anlatılıyor. Tüm madde alemleri, bu gözlemleri yaptığımız ekranlar. Hatta , dünyada , "ben" dediğimiz insan varlığımızı gözlemleyerek tekamül ediyoruz. Madde bize bu gözlemi yapmamızı sağlayan bir araç olup, televizyon görevi görüyor adeta. [ ilgili celse : 15. celse. 26.8.1962]


" Çoğunlukla imtihanlar, şahsın idrak edemediği yönlerden gelerek, çeşitli zaman ve mekanlara dağılır."
9.9.1962

" Çalışan kafaların imtihanı çok daha ağırdır. Hiç bilenle bilmeyen bir mi ? " Sadıklar Planı 28.10.1962

[ Bilgi sorumluluk getirir. Hem o bilgiyi uygulamalı hem de aktarmalısın. ]

" İman, bilgi, aşk ." Sadıklar Planı. 20.1.1963

" Çekmeyiniz, geçmeleri için köprü olunuz. İtmeyiniz, kaçmaları için mania(engel) olunuz. Tutmayınız, takılmaları için çengel olunuz.." Sadıklar Planı 17.8.1963

SADIKLAR PLANI 28. CELSE BİLGİLERİNDEN YOLA ÇIKARAK OLUŞTURDUĞUM FİKİR :
İnsanların kendileri ile, birbirileri ile ilişkileri bir tesir kuşağı meydana getirir. Toplumların, ülkelerin birbirileri ile ilişkileri bir tesir kuşağı meydana getirir. Böylece dünyanın bir tesir kuşağı oluşur. Düşünceler ve eylemler pozitif oldukça sağlıklı, vibrasyonu yüksek bir tesir kuşağı yaratılır.

" Tasdikçiliği bırakınız... bu kainat içinde rölatif (göreceli) olmayan hiçbir şey yoktur. Kesinlik ancak O'na mahsustur. Bundan dolayı, her şeyde bir tasdik aramak bir bakıma imansızlığın neticesidir." Sadıklar Planı 7.9.1963

" Yürüyüşün, izi izine uygun olanlarla olsun ki, imanın daha yücelsin; dizi dizinde olanlar mühim değil; izi izinde olanlar matlup." Sadıklar Planı. 27.9.1963

27.9.1963 tarihli 31. celsenin bana düşündürdükleri :
[ Tanrı yasaları/yaradılış yasaları yüksek benliklerimiz tarafından izlenir. Bu gözlemden dünyasal şuurumuza aksedenlere sezgi denir. ]

" Yeryüzünde şimdiye kadar değişen bütün realiteler, daima mevzii/yerel olmuştur. Hiç bir zaman realite değişmelerinin şümulü/içine aldığı alan yüzde altmıştan fazla olmamıştır. Bu itibarla , külli/genel bir realite değişikliği nakıstır." 28.3.1964 celse:38 kademe 5 [ Bu celsede, kıyamet günü top yekûn bir realite değişikliğine gidilip gidilmeyeceği soruluyor. Yanıttan anladığım kadarıyla, o büyük günde dahi ancak belirli bir grup bu değişimi hak edecek. İlahi Nizam ve Kainat kitabında bahsedilen sevgi planına (sevgi planı da bizleri vazife planına hazırlar) yalnızca hak edenler geçecek. ]

Spatyomlar , alemlerin ve kainatların dengesini temin eder ; alem ve kainatlar arasında tampon vazifesi görürler. Bir alem, kendisinden önceki alemin kainatı dır. Kainat ise kendisinden sonra gelenin alemi dir. Bu böyle gider. ( Sadıklar planı, 5.4.1964, 40.celse'den özetledim)

[ 12.4.1964 tarihli celsede, spatyomların önemine değinilmiş. Spatyomlar , alemler arasındaki tampon görevigörmekte. Ve onlar olmadan alemlerde yaşam , hareket vuku bulamaz. Burada, ruhun madde üzerindeki hakimiyeti-ne  makro anlamda değinilmiş.]
" Bilgi ediniş, ruhun asli meşgalesidir." Sadıklar Planı
" Asli bilgiye nazaran her şey nisbi dir." Sadıklar Planı
" Ruh, Allah'ın, yalnız kendisine mahsus olan tasarrufu ile meydana gelmiş olan tek bir enerji çekirdeğidir. Bu enerji çekirdeği, eğer fiziki anlamda düşünülmek gerekirse, bütün kainatları dağıtmaya kafi bir potansiyeli haizdir." Sadıklar Planı 24.4.1964

“Realiteden hiç kimse kendini muhafaza edemez. Ancak, onun içindeki istediği yolu seçebilir.

 Fakat, başının üzerinde daima bir gök kubbe var. “ Sadıklar Planı 3.5.1964 

 

Dünyaya tekâmül etmek için geldik. Bu Realiteden/Matrix’ten muaf olamazsınız. Çünkü

 realite sizi geliştirecek, size öğretecek olan. Ancak bu realite içinde negatifi ve pozitifi

 seçebilirsiniz. (Matrix filmindeki kırmızı hap, mavi hap)

 Ancak başınızın üzerindeki gök kubbeyi unutmayın. O gök, sizin ruhsal potansiyelinizi 

temsil eder. Dua , gayret sizi ummadığınız yerlere taşır.  


" Daha üst bir safha, onun içine girilmedikçe anlaşılmaz, bilinemez de." Sadıklar Planı 31.5.1964

" İman bir mübeşşirdir (müşde veren) ve elbetteki realitenizin en üstüdür." Sadıklar Planı

" Hissi iptal eden muhakemedir. Dozu temin eden ise idraktir. Muhakeme her şeyden önce, soğukkanlılık ister." Sadıklar Planı. 30-12-1964

Bir'in bütüne olan sevgisi, hizmet duygusu, his ve vicdan arasındaki kademeler arasındaki en üstünüdür. Küçük halka, büyük halkadan daha büyüktür. Yani Birden yayılan niyet kendiyle birlikte bütünü sarar. (30-12-1964 tarihli celsedeki bilginin, idrakimce yorumudur.)

" Kuvvet, onu kullananın elindeki ve gönlündeki maksada göre şekil alır." Sadıklar Planı 30.12.1964

" Niyet ve imajinasyonunuza hakim olunuz. Gerçek nefis bu yolla avlanır." Sadıklar Planı 6.4.1965 60.celse

" Ruhsal alemde edineceğiniz bilgiler, yeryüzünde tecrit ile edineceğiniz bilgilerin yanında çok az kalır. Beden büyük bir imkandır." Sadıklar Planı 24.4.1965 *not: Dünyada yaşarken , geldiğimiz ruhsal dünyayı hatırlamıyoruz. Bu da sınavı zorlu ve öğrenmeye elverişli hale getiriyor. Tecrit/soyutlanma/yalnız bırakılma.. ruhun dünya bedeninde, ruhsal alemdeki gerçek hayatından tecrit edilmesidir.

* İstersen başka bir alemde başka bir gezegene farklı şartlara sahip bir yere enkarne ol.. Önemli olan o yere uymaktır. Yani oranın şartlarını sınavlarını anlamak, senin oradaki durumunu kavramak, tekamül seviyeni görerek Tanrısal yasalara uygun bir şekilde varlığını sürdürmek.. (bu sentezi s.p. 66.celse'den esinlenerek yaptım.)

" Hadiseye giriniz fakat hadiseye hakim olunuz." Sadıklar Planı

* Hadisenin içine gömülmemek gerek. Evet yaşayacaksın... ama olay her ne olursa olsun olumlu olumsuz tesirleri hesap edeceksin. Bu olay bana ne kazandırdı, neden yaşadım, ne kaybettim ?

" Bir varlığın, bir üstünden, bir üst realiteden tesir alması demek, kendi realitesini daha iyi öğrenmesi demek. Orada kendi realitesini öğrendikten sonra daha üstün bir realiteyle daha sıkı bir irtibata geçmeye başlıyor. Ondan sonra civarında müşahede ettiği olayların seyri ve bundan çıkardığı neticeler de değişiyor" Sadıklar Planı. Celse68

Sayın Tarık Arıkdal'dan öğrendiğime göre (bunu öğrendiğim yıl 2022), sadıklar Planı'nın sadeleştirilmiş baskısı çıkacak.

" Her biriniz, kendi bilincinizin temizliği ile meşgul olunuz." Sadıklar Planı Celse 74

"İnsan bilgi üzre yaratılmıştır. Bu demektir ki, insan daima araştırmak, öğrenmek ve bilmek durumundadır." Sadıklar Planı Celse 79

*İnsana dünya imtihanlarından daha gerekli bir şey yok ise , "O" en güzel vericidir ! Sadıklar Planı'nda böyle geniş bir bakış açısı sunulmuş ..

" ...Kişinin, her ne olursa olsun, iyi niyeti ve gayreti ve sebatı onun için en esaslı dayanaktır." Sadıklar Planı -Celse 79

" Hayallerinizi ve tasavvurlarınızı gökten yere indiriniz. Hadiseleri müşahede ederek hayal ve tasavvurlarınızı değiştiriniz. Makul bir vicdana sahip olmaktan başka bir amacınız bulunmasın ki , vicdani bir idrake ulaşasınız." Sadıklar Planı _ Celse 80

" Vicdanın sesini işitmeye başlayan kimseler, onun verdiği yüksek tesir altında büyük haz duyarlar." Sadıklar Planı Celse 82

" İnsan olarak varlığın başarabileceği en üstün şey, kendi hareketlerine hakimiyettir." Sadıklar Planı Celse 82

" Arzınızın üzerinde pek çok ademler doğmuş, pek çok ademler yok olmuştur. Sizin mukaddes kitaplarınızda zikredilen Adem, bu neslin tekamül basamağını teşkil eden ferdin adıdır." Sadıklar Planı Celse 83

" Arzınız bir hasat yeridir." S.P. C.83
" Aranızda gönül birliğini arttırınız. Duygularınızı rencide etmeyiniz. Sağ elleriniz daima sağ ellerinizi tutsun." Sadıklar Planı Celse 86

" Bir yanağınıza vurana diğer yanağınızı çevirin diyen İsa, bununla sevgiyi öğretmek istemiş ise de, yine bizzat kendisi, mabedi pazara çevirenlerin tezgahlarını devirerek, kamçı ile onları oradan kovdu. Ve Babamın evini ticaret evi yapmayınız dedi. Burada bir vicdan tatbikatını göstermiş oldu" Sadıklar Planı Celse 92

" Sizin mihenk taşınız, ruhunuzun cehtidir. Azminizdir ve bütün iyi niyetinizle beraber şuurlu hareketlerinizdir... Tahayyül ve zekanıza güvenmeniz her vakit müspet netice vermeyebilir." Sadıklar Planı Celse 93

" Çünkü, görebildiğiniz her şeyin ardında, göremedikleriniz çok daha fazladır. " Sadıklar Planı Celse 94

" İnsan, psişenin ve maddenin ayrı bir mekanda tatbikatta bulunmasından meydana gelmiş özel bir varlıktır. Yani o ne pisişedir, ne maddedir. Bu yüzden insan her iki planın deterministik bağıntıları içerisinde hareket etmek kaderiyle yüklüdür. " Sadıklar Planı Celse 95

* ara sıra şu cümleyi tekrar ederim " ben bu bedeni kullanan bir ruhum" . Bu söz beni motive eder ve maddenin araç olduğunu anımsatır. Yine de tüm isyanlarımızın içindeki hakikat, bu bilgide daha net görünmüyor mu ? İnsanız biz.

" İstekleriniz ve cevaplarınız hangi istikametten gelirse gelsin, sizlere en uygun olanı olacaktır." Sadıklar Planı celse 95

* Zaman zaman evrensel yasalardan / Tanrı yasalarından bahsediyoruz. Tanrı'nın adaleti dediğimiz kavram bu yasaların çalışması ve ötesidir. Ne ekersen onu biçersin denir; sebep sonuç yasasının tarifidir. Peki neden Tanrı bütün bu olup bitene seyirci kalıyor diye bir isyan içeren soru cümlesi vardır malum. Allah varsa adaleti var denir. Yani yasaları var. Bunları çiğneyenler sonucunu yaşar. Ne zaman mı yaşar.. ? Bununla ilgili güzel bir Sadıklar Planı Celsesi var.. İlgili gördüğüm kısmı paylaşıyorum : " Bir aksiyonun tatbik noktası, burada şimdi olabilir, fakat neticesi orada sonra çıkabilir. Burada şimdi olan, insanın yakın duygusuna ve menfaatlerine çok ilişkin olduğu için, daha değerliymiş gibi nazar-ı itibara alınabilir. Fakat kuvvetli tetkikat yapılırsa, orada ve sonra meydan gelen hadise, burada ve şimdi hadisesinin devasa bir şekilde son darbesi olur." Sadıklar Planı 95. celse

" Nefsi tanımak, ancak onun zaaflarını teker teker bertaraf etmekle kaimdir. Çünkü o muhtelif tesirlerden ve tabakalardan müteşekkildir ki, ancak iç içe perdeler misali, biri açıldıkça diğeri ile karşılaşmak mukadder olsun." Celse 97

" Zaaflarınızı bertaraf ediniz. "

" Ferdin sabrı, yüksek iyiliğe hamle etmekten bir an olsun vazgeçmemek ve bu uğurdaki gayretini esirgememek, cehdini kaybetmemek ve zaafa düşmemektir." Celse 98

*Bugün S.P.'nın sadeleştirilmiş baskısı elime geçti. Eski baskıda 99. celsede kalmıştım.. yeni baskıda kaldığım yerden devam ettim ve su gibi aktı. Çok çok güzel bir sadeleştirilme yapılmış.

* Ruhsal Plandan, farklı kaynaklar aracılığı ile gelen bilgilerin ortak söylemlerini tespit etmek, uğraşılarımdan biri. S.P 104. celse'de Kader planı diyebileceğimiz plan'dan söz ederken bunu ikiye ayırıyor; bir tanesi Genel hatları ile düzenlemiş plan, ve detay hatları ile düzenlenmiş plan. Detay hatlarının tekamül etmekte olan varlıkların inisiyatifine bırakıldığı söyleniyor. Yaren bilgilerinde Mutlak ve Muallak kader olarak verilen bilgi ile paralellik gördüm.

" ... Bu yüzden, herkeste vicdan tatbikatı başkadır. Neden başkadır? Herkeste anlayış ve idrak değişiktir. Herkeste ruhsal güç ve etkinlik değişiktir. " Sadıklar Planı Celse 108

" Zannetmeyiniz ki, bir siklusun bitiminde, mevcut olan bütün varlıklar o siklusun bütün niteliklerine sahip olarak bir devre kapatacaklardır. Hayır. Her varlık kendisi için yeni bir alem olan daha değişik bir realiteye, Orjinal siklusun verdiği imkanlar dahilinde kavuşacaktır." s.p.
* İlahi Nizam ve Kainat kitabında da , dünya devresi tamamlanınca hak edenlerin sevgi planına geçeceği anlatılır... Bazılarının ise coğrafyası değişmiş, medeniyetini , hafızasını yitirmiş dünyamıza enkarne olmak zorunda kalacakları anlatılır. Herkes devre sonunda hak ettiği realiteye kavuşacak'ın anlamı bu sanırım. Evrensel yasa ; " ne ekersen onu biçersin" hep çalışıyor



1
" Bunlar geleceğe ait tebligattır." Celse 19 - 1962
*Bu tebliğden bu yana 60 yıl geçmiş. Biz o kesiti belli geleceğin bir noktasındayız. Siklus tamamlanana kadar bu bilgiler o gelecek içindeki yerindedir, bilgileri değerlendirecek varlıkların hizmetindedir.

" Dünyanızın gelecek günleri, bir güneşin tutulması gibidir. Karanlıktan korkmayanlar, iman sahipleri, doğru, dürüst, temiz yürekli kişiler olacaktır. Bunların seviye ve durumlarını hiç bir zaman kendi ölçülerinize göre tespit edemezsiniz. Umulmadık kimseler başta yürüyecektir. " Celse 110

" Örneğin, arz insanın tamamlayacağı en büyük realite bir tanedir. O da aklının ve vicdanının rehberliği altında sevgi realitesini tamamlamaktır. " Sadıklar Planı Celse 114. 1968

" Daha önceki celselerimizde, prensip olarak insanın negatif ve pozitif tesirler sahasında mücadele içerisinde bulunduğunu söylemiştik. Evren içerisinde, varlıkların tekamülüne özel bir amaçla hizmet eden ve fakat onları daima çelmeleyen bir prensip çalışır. Bu prensip gerek ruhsal olarak gerekse maddesel olarak tezahür eder. Şüphesiz Kadir'i Mutlak'ın Rahman ve Rahim oluşu, pozitif olanların en büyük desteği ve galibiyetlerinin garantisidir. Şüphesiz, her devrenin sonunda pozitifin ve hayrın varlıkları, onları içinde bulundukları realitenin şeraitinden kurtarıp, üstün bir hayata ulaştıracaktır." Sadıklar Planı. Celse 115 / yıl: 1968 

* 115. celsede , pozitifin negatiften güçlü olduğu konusuna da değinilmiş. +'in negatiften güçlü olduğu bilgisi bu celsede de var. Kur'an'da var. İncil'de de var. Var oğlu var. Bilginiz dayandırdığınız kaynağın gücündedir. Yoksa afaki herkes bir şey söyler. Tekamül için negatif ve pozitifin bir gereklilik ve araç olması ile bu gerçeği ayırmak gerek.

" .Birbirinize karşı sevgi içinde kalın. Başkalarının hak ve imkânlarına, tekamül hızlarına saygı gösterin."

" İnsan, İlahi KAnun ve Murad yönünde meydana getirilmiş en mükemmel bir varlıktır. .... Bütün kürelerde yaşamakta bulunan varlıklar, görünüş biçimi olarak insanda temsil olunur. İnsan sadece dünyanın insanı değildir.... İnsan yaratılmış olan varlıkların en mükemmelidir. Sizin bahsetmiş olduğunuz diğer varlıklar, ki onlardan biz de haberdarız, sizlerin olduğu gibi, onlarda aynı şekilde fakat çok daha üstün ve daha sorumlu bir şekilde ruhsal bağlantılara geçerek, tekamüllerine devam ederler. Onların ve sizin bağlı olmuş olduğunuz Rablerin Rabbi olan Plan aynıdır. ....Yüksek Ruhsal İdare Planı, birinin yerine diğerini koyacak şekilde varlıkları kendi vazife planlarına doğru çekmektedir. İşte bu yüzden Yüksek irade mekanizması , büyük tekamül plan ve kaderi içerisinde meydana getireceği yer değiştirmelerinin İlahi Murad'a uygun bir şekilde ortaya çıkması için, onları sizlerle, sizleri daha planlarla ilgili, vazifedar ve fonksiyonel kılar. " ( * Bu bilgi 117. celse'nin kısaltılmış olarak aldığım kısmı. Sonrasında şu soru soruluyor ; S: Bu kader birliği ve birbirini tamamlayıcılık sözlerinizden, insanların belirli bir aşamayı aştıktan sonra veya geniş şuur haline geldikten sonra, o kürelerde enkarne olabileceği anlamını çıkarabilir miyiz ? Cevap : Enkarnasyon, tekamülün bir süreci ve bir şeklidir. İnsan hiçbir zaman ruhsal bir varlık olarak kalmak kaderine sahip değildir. İnsanın en büyük hikmeti işte buradadır. O daima doğacak, daima yaşayacaktır. Doğacağı ve yaşayacağı çevre, liyakati ve o oranda sorumluluğu ile paralel olarak, bilgisinin ve ruhsal kudretlerinin bir zaferi olarak devam edecektir. İnsan öyle durumların varisidir ki, maddeyi ve ruhu ve maddi planı ve ruhsal planı aynı şekilde yürütebilecek, kullanabilecek, hizmet edebilecek durumdadır. Yani, bir beden içerisinde insan suretinde yaşarken, şuuru apaçık olarak gene aynı kuvette ruhsal vasatıyla da bağlantıda bulunup yaşayabilecektir. Onun kaderi, işte böylece iki el kaderidir. Bu kadar."

* İnsan, uzaylılar, tekamül v.s. ile ilgili çok önemli bilgiler... Uzaylı temaslarında anlatılan varlıkların bir takım farklılıkları olsa da , bunların iki el, iki kol gibi ortak özellikleri vardır. Yani hemen hepsi diyelim " bir insan tipi" gösterir. Başka kürelerde tekamülü yüksek insanların olduğunu öğreniyoruz. Yani, yaratılmış olan varlıkların en mükemmeli olan insan başka dünyalarda da tekamül sürecine/sınavına devam ediyor. Ayrıca o dünyalardaki ruhsal ve teknolojik olarak olarak gelişmiş insanların , ruhsal planın daha ileri seviyeleri ile daha büyük bir anlayışla temasta olduğunu öğreniyoruz. Ve o uzaylı dediğimiz insanlar da tekamül süreçlerine devam ediyor. Tekâmül ilayihane olduğu için onlarda ilerledikçe daha yüksek koşullarda, planetlerde insan olarak doğma hakkına sahip oluyor. Onlar da bizim gibi ruhsal planın kontrolünde ve tek bir kadiri mutlaka inanıyorlar. Onlar nasıl ki ilerliyorsa, biz de tekamül sınavlarımızı verip onların seviyelerine geleceğiz. Yani tüm yaratılmışlar ol emri ile oldu gel emri ile O büyük yaratıcıya gidiyor. Hepimiz biriz. Yalnızca tekamül yolunun farklı noktalarındayız. Bilenin bilmeyene borcu var. Onlar bizi gözleyip, irademize müdahale etmeyecek şekilde ve kendi planlarından aldıkları izinler, sorumluluklar çerçevesinde yardımlarda bulunuyorlar. Öğreniyoruz ki , insan denen varlık madde sınavlarını vererek , madde ile tekamül etmek zorunda. Yani ruh aleminde ruhsal bir varlık olarak kalarak istenen ilerleme mümkün olmuyor ki bu madde dünyalara, varoluşlara ihtiyaç duyuyoruz. Bilgimiz, ruhsal kudretimiz arttıkça daha ileri varoluşları , insan varoluşlarını yaşayacağız. Hatta öyle bir seviyeden bahsediliyor ki artık o noktada ruhsal plandaki öz benimizle/yüksek benliğimizle aramızda bir engel kalmayacak... İnsan varlığının istenilen örnek haline geleceğiz. Yaren bilgilerinde bu bilginin daha büyük detaylarına girilmiş, ileri seviyelerdeki varoluşlar anlatılmıştır. " Uzaylılar" gibi hakikatleri araştırırken, bu konuların büyüsünde kaybolmayın. Bunu bir uyuşma aracı yapmayın. Birinci planda daima kendi ruhsal gelişiminiz olmalı. Onlara hayranlık besleyebilirsiniz ama onlardan medet ummayın. Kendi cevherinizi değersizleştirmeyin.

" Sadelik ve basitlikte hikmet vardır." Sadıklar Planı

" Birlik ve sevgi ruhu üzerinizden eksik olmasın." Sadıklar Planı

Bugün Sadıklar Planı 118. celseyi okudum. O kadar büyük bir bilgi ki.. İçerik o kadar özel ki.. Bu güçte bir bilgiyi Yaren bilgilerinde görmüştüm sadece. Bu celseyi burada anlatmayı düşünmüyorum şimdilik.
Bu bilgi çok kıymetli. Ruhsal araştırma okullarında çalışılmalı. Büyük bir hayranlık, huşu ve saygı içerisindeyim.

" Enkarnasyon, bedenlenmek değildir. Enkarnasyon, bir şuur halinden diğer bir şuur haline dönüşümdür ki (bir) zorunluluk olarak o şuur halinin gerektirdiği şartlara bürünmek (olarak) ortaya çıkar. " Sadıklar Planı Celse 119 - Yıl: 1968

" Bilgi her zaman insanı yükseltmez. Bazen derin çıkmazlara götürür, teşevvüşlere sokar, atalete yöneltir. Bu; bilginin kendi yapısına ait bir arıza değil, bilgiyi almış olan, ona muhattap olan varlığın bir ifadesidir." Sadıklar Planı. Celse 124 / yıl: 1970

* Bundan korunmak için bana göre şunlara dikkat edilebilir: Öncelikle kendinize odaklanın. Olay insandır. Kendi sırrınız peşinde gidin. Güvenilir olduğunu düşündüğünüz kaynaklar ile çalışın. Yeni kaynakları öz kaynağızla kıyaslayın. Unutmayın ki gerçek bilgiler bir yerde birleşir. Bilgileri akıl ve gönül süzgecinden geçirin.

" Ölüm halinde ise; bu iki enerji türü, kendi titreşimlerinin, kendi kaynaklarının, kendi mekanlarının yerine intikal ederler. Yani siz buna, beden toprağa, ruh ahirete gitti dersiniz." Sadıklar Planı Celse 127

* " Her şey aslına rücu eder (aslına döner)". Bu söz tam da madde ve ruh titreşimlerinin kendi yerlerine dönmelerini açıklıyor. Şaşılacak şekilde bu sözü alakasız kullanıyorlar; özgür iradeyi hiçe sayıp insan ne ise ona döner anlamı veriyorlar ki tamamen hatalı. Zira, her insanda akıl gönül nefis ,dolayısıyla özgür irade yani seçme gücü vardır.

" Bedensel tecrübelerinizin devamınca, kendinizi bedensel bir varlık olarak değerlendirmeme alışkanlığını kazanınız." Sadıklar Planı Celse 127 * " ben bu bedeni kullanan bir ruhum" hatırlatmasını arası sıra yapmak faydalı oluyor benim için...

" Varlık, bir madde siteminin vibrasyonel tekamülünü tamamlayıncaya kadar, o madde sistemine gömülür ve bu aralıklarla devam eder, buna reenkarnasyon denir." Sadıklar Planı. Celse 129. Yıl:1970

* Stres'i genellikle , bize dışarıdan gelen olarak tanımlarız. Oysa kendi yarattıklarımızı göz ardı ederiz. Ki aslında içine girdiğimiz sıkıntıların çoğu, olaylara gösterdiğimiz tepkilerden ve kendi eksiklerimizden kaynaklanır. Sadıklar, stresi şuur sahasından atılması gereken, seviyesi yüksek olmayan, kaba partikül veya vibrasyon olarak görüyorlar. Sabit fikirler, peşin hükümler, kin, düşmanlık, öfke, bir takım tutkular, istekler.. tüm bunları stres olarak tanımlıyorlar.

" Böylece ego seviyesinde, nefsani seviyede bulunan varlık, nefsani itmelerin tepkisi altında ve cahilce olmak üzere gösterdiği faaliyetlerin getirisini, büyük ıstıraplarla, zorluklarla ve zaman kaybıyla sağlar." Sadıklar Planı. Celse 134

" Ruhsal sifa, şuurlara aktarılan gerçek bilginin meydana getireceği yüksek kuvvetten daha kuvvetli değildir evladım. Hiçbir kuvvet, hiçbir tesir, ruhun eksiğini gideremez evládım. Fiziğin uyum içerisinde kalması, ruhun kendi tekåmülünün anlamını ve hedefini ısrarla takip etmesinden sonra mümkündür.  Sizin hastalıklarınızın büyük bir kısmı, ruhsal ataletinizden doğar. Bedene håkimiyette ısrar eden varlığın durumu acınacak bir durumdur. Hastalık bir kudretsizlik, bir iradesizlik, bir organizasyon bozukluğu demektir. Ve bütün bunların hakkıyla yerine gelmesi, yani sağlıklı bir bedenin elde edilmesi; ruhsal kudretin arttırılması, insan iradesi ve şuurunun taşıma kapasitesinin genişletilmesiyle mümkündür evladım. Ruhsal şifayı böylece yapınız." Sadıklar Planı Celse 135 23.10.1970

" Onun için her ne olursa olsun içinizde varlıklara karşı özellikle insanlara karşı; anlayışı, merhameti, sevgiyi, şefkati hiçbir zaman eksik etmeyin. Daima hoşgörülü olmaya çalışın. Bilgiye, vicdana çok önem verin. Ve sadece Allah'a biat edin. Allah'tan başka mevcut olmus olan bütün varlıklar rölatif ve kusurlu varlıklardır. Kusurlu olan hiçbir varlığa biat edilmez. Kusurlu olan hiçbir varlığa “sen baş tacısın” denilmez. Kusurlu olan hiçbir varlığa onem verilmez. İlâhîlik atfedilemez. Yalnız Kâdir-i Mutlak olan Allah, bütün rütbelerin, bütün yüksekliklerin, bütün sonsuzlukların tek, yegâne sahibidir. Ve O'dur.

Allahaismarladik. " Sadıklar Planı Celse 143 26.2.1971

Sadıklar Planı'nın 1972 yılında alınmış bir celsesinde , dünya dışı varlıkların dünya insanına genetik müdehalesinden bahsediliyor .Yalnız bu eylemin Yüksek ruhsal İrade Mekanizması'nın izni ile olduğununda altını çiziyor.

" Hangi türden şartlara bağlıysanız, o şartların sonuçlarıyla karşılaşmak kaderdir. " Sadıklar Planı

" Hepiniz bir ruh olarak bizdesiniz. Biz de sizdeyiz. Ayrılıklardan şikayet etmenin cahillik olduğunu unutmayınız." Sadıklar Planı (1974 yılındaki son celse'den)

Ruhçuluğa göre İsrafil'in Sura üflemesi ne anlama gelir ?

Kur'an'da bir tekamül devresinin bitip bir sonraki devrenin başlangıcını anlatan sembolik anlatımdır.

Sayın Tarık Arıkdal, kitaptan daha fazla alıntı yapmamamı istedi. Onun için Sadıklar Planı Tebliğleri ile ilgili paylaşımlarımı sonlandırıyorum.

Bu son yazdığımdan bu yana 1,5 seneden fazla geçmiş. Tabi Sadıklar Planını okumaya devam ediyorum. Kitaptan alıntı yapmayacağım ama bazı fikirlerimi paylaşmak istiyorum en azından. 3. Celsenin sonundaki , İsrafil'in Sur'u ile ilgili bilgi bende şu fikri doğurdu : Zannediyorum, Ruhsal Planın , insanlığı bekleyen ve hali hazır gerçekleşmekte olan değişimi haber verme , insanlığa duyurma hadisesidir.

Son üç notumun "sur" kavramı ile ilgili olması benim için çok dikkat çekici oldu. 25. Celsede Haziruna, "Sizler sur'un sesini dinletici olacaksınız" diyor.

Sadıklar Planı Celselerinde, Kur'an ayetleri konusunda sorulmuş sorular ve alınan yanıtlar da mevcut. Müşrikler için  " Cehennemde daim kalacaklar." ayeti ile ilgili çok güzel bir bilgi var. Açıkçası hiç bu anlamda yorumlayamamıştım. Benim için çok aydınlatıcı oldu. Hazirun: " -Bir insan müşrik olarak kaldıkça, o hali devam eder." şeklinde ayeti yorumlayınca, Sadıklar bunu onaylıyor. 

* Sadıklar Planı Celselerindeki , Hazirun çok önemli. Çünkü başka bilgilerden de biliyorum ki sorular bilgi indirirken, bu soruları soran kişilerin , o celsede bulunan medyum ve soru soran kişilerin ruhsal durumları, pozitif durumları, teslimiyet, inanç v.b. durumları irtibat ve hak edilen bilgiler açısından fevkalade değerli. Ve sanıyorum yıllar içinde bu celselerde hazirun değişiyor. Ancak o kadar değerli kişilerden oluşuyor ki Hazirun, alınan bilgilerin anlık idraki, sorulan soruların kalitesi bambaşka. Zaten celselerin bir yerinde, siz enkarnasyonlardan beridir bu günlere hazırlanıyorsunuz gibi bir bilgi var. Ayrıca, sadıklar Planının değişik bir öğretmenlik tavrı var. Yer yer azarlayan, otoriter, güçlü bir tavır. Bunun karşısında, celseler esnasında insani olarak  dağılmak çok kolaydır. Bu "tesiri de" hazirun iyi göğüslüyor. 

Sadıkllar, " Pozitif sabrı / Nefise girmeden beklemeyi" öneriyor. Dünya zamanı gereği bir takım olayların başlangıç gelişim ve sonuçlanma zamanları vardır. Bu olaylardan aldığımız tesirler ve bu tesirlere vereceğimiz yanıtlar bizlerin sınavıdır. O halde bu imtihanları verirken, akıl ve vicdanı beraber kullanarak, pozitif bir ruh hali içinde, teslimiyetle, inançla bekleyeceğiz. Sabredeceğiz.

Celse 79 : " Ve nihayet , ümit imandır... "  *Demek ki şartlar ne olursa olsun ümidimizi kaybetmemek vazifemizdir. 

devam edecek...